2013 yılı tatillerim



2013 yılında yaptığım geziler ;

Kaptanın seyir defterini elle yazmaya devam etsemde buraya geçirmeyi ihmal etmişim ne yazık ki ..

MAYIS 2013 ÇIRALI
Mayıs 2013 de Serp’ ler ile bizim hep gittiğimiz ve keyif alıp dinlendiğimiz Çıralı Köyündeki ETENNA pansiyona gittik .11 Mayıs ta yola çıktık tam bir hafta kaldık .sabah 06 da yola çıktık ve saat 15:30 da Antalya Ulupınar Şelale Restaurantdaydık.Buranın yapılış amacı çok hoş ve çok enteresan bir yer olmakla birlikte işletmecilik sıfırdı , canım tesis işi bilmez bir yönetim ve personel ile acı çekmekte bana göre …Yemekten sonra ETENNA ya vardık , bizim odamız TYLOS Serp’lerin odası SUDA idi. Artık odalara isim vermişler , birazda oda sayısını artırmışlar , televizyonları kaldırmışlar ki bu bence çok hoş olmuş , banyoları yenilemişler.Bizim için keyifli bir yer ama içi kıpır kıpır olan hareketten zevk alan kişiler için bomboş ve sıkıcı bir yer…Serp’ler bence ilk bir iki gün çok sıkıldılar onların  tatil anlayışına uygun değildi ama sonra onlarda dinlenmeye kendilerini bırakınca daha rahat geçirdiler kalan tatil günlerimizi.Hava bize çok yardımcı olmadı hatta bizi biraz yordu bile diyebilirim , mayolarımızın üzerinde eşofman ve polar ile geziniyorduk , güneş açtığında tam güneşlenmelik oluyordu ama kapandığında resmen serin bir bahara dönüşüyordu …15 mayısta Kumluca ya gittik , beni burası çok şaşırttı , kasaba bekliyordum ama yüksek katlı binalar ile kurulmuş küçük bir il ile karşılaştım , burada Fevzi ustanın yerinde köfte , tahinli piyaz ve tahinli kabak tatlısı yedik bence çok güzeldi .16 mayısta ise iki kocada sabah 5:30 da balık tutmaya Adrasana gittiler, kocalar için çok eğlenceli bir aktivite oldu , hatta sayın kocam kocaman bir balon balığı tutmuş ve videoya çekmişler .18 mayıs günüde evimize dönmek üzere yola çıktık.


EKİM 2013 DATÇA
Kurban bayramı ve bir öncesi haftayıda iznimize katarak uzun bir tatil planladık , ilk amaç bir hafta çıralıda olmak bir haftada datçaya gitmekti. Tabiki sayın kocam defaaten hatırlatmama rağmen çıralıya rezervasyon yaptırmadığı için bize yer kalmadı ve bizde mecburen 2 haftalık tatilimizi Datça da geçirmeye karar verdik.Herşeyde bir hayır vardır diyerek hiç can sıkmadan bu tatile koyulduk.
Hep bir hayalimiz var mümkün olan en kısa zamanda İstanbulu terk edip , denize yakın olan , kışı ve yazı ağır olmayan , kendimize göre bir bahçesi olup meyve ağaçlarımız , bize kadar sebze ekebileceğimiz tarlamız , tavuk , köpek ve beyaz keçi yetiştirebileceğimiz bir yer sahibi olup güney veya kuzey ege de bir yere yerleşmek ,orada stresten gürültüden uzak sağlıklı bir ömür sürmek en büyük idealimiz.Biz bunu daha doğrusu ben bunu yıllardır dilime o kadar dolamışımki kuzencim bu sene gittiği datçaya bu gözle benim için incelemiş ve ona göre bizim aradığımız yer DATÇA imiş.
Önce kuzenimin benimde tanıdığım arkadaşı sayesinde TAŞ APART ta yerimizi ayırttık .Bu bizim ilk apart tatilimiz olacağı için bende hafif bir panik hali söz konusu idi.Bagajımız o kadar küçük ki tedbir için yanıma çok şey almamalıyım diye epey çantaları doldur boşalt yaptım , her ne kadar kuzencim Datça bildiğin kasabalar gibi değil desede gözümde imkanları canlandıramadım ….Bayram haftası Serp’lerde otobüsle gelecek birlikte dönecektik.Ne yazık kiii dramatik uzun ve yorucu bir otobüs yolculuğu yaşadılar …
Serpin iş yerinden müdürünün arkadaşı 2013 kışı Datça göçmüş , daha gitmeden kendisi ile telefonda görüşmüştük , çok sıcak ve samimi birine benziyordu nitekim kendide eşide bizi çoook güzel ağırladılar .
Datça merkeze bugün gidip yerleşsen hiç sıkıntı yaşamazsın benim için en azından öyle , tüm bankalar ve marketler var , hobi dükkanı bile var , insanlar canlı ve güleryüzlü , mahrumiyet diye bir şey söz konusu değil kısacası .Tabikii bizim hayalimizdeki kendimize ait bir ev ve bahçe kavramı merkezde pek mümkün değil.onun için köyleri gezdik , fırsat buldukça köylü genç kızlar la konuştum , şaşkınlıktan şaşkınlığa sürüklendim , geçnlerin hepsi okumuş ve çoğunluk üniversite mezunu , kadın hayatın direk içinde , söz ve mevki sahibi , kadın nerede var ise bana göre medeniyet ve huzur orada .İnsanlarını çok sevdim , oradaki yaşamı çok sevdim , merkezde bugün itibari ile yaşayabileceğime inancım sonsuz ….
06 ekim akşamı sayın kocam ile KEKİK restaurant da keyifli bir rakı balık yaptık,07 ekim günü Eski Datça ya gittik , Orhan’ın yerinde kahvemizi içtik , Reşadiye Köyüne gittik , datça nın eski merkezi bu köymüş , köy yolları 3 şeritli asfalt demem sanırım çok şey anlatır Karaköy e gittik , tam bir köy ama köy gibi tezek kokusu yok , ve dışardan çok göç almış bu köy , hatta 5 yıl önce göçüp yerleşmiş bir hanım ile karşılaştık , burada sağlık ve huzur bulduğunu haykırdı bize .Mesudiye köyü hiç mi hiç bana göre değil , dik yamaçta kurulmuş bir karadeniz köyü gibi , elbetteki yolun kötülüğü ve dikliği beni perme perişan etti , hemen listeden Mesudiye köyünü çıkarttım ne bu kadar uzakta ne de bu kadar dik bir yerde yaşayamayacağım kesin..
09 ekimde Atilla bey ile KIZLAN köyüne gittik , burada yeni yapılmış iki ev gösterdi bize ben aşııık oldum bu evlere , bu kadar hayalimdeki yer ve ev olabilir , çocuk gibi tepine tepine ağlamak ve ben burayı istiyorum diye haykırmak istedim , tıpkı çocukluğumda babama yaptığım gibi ama babacık yok artık , ne kadar ağlasamda tepinsemde boşşş. Sonra Emecik köyüne gittik , burasıda bana göre değil çok dik bir köy burada Safiye ve Hasan çiftine tanrı misafiri olduk , enteresan bir ev ve insanlardı bizim için değişik bir tecrübe oldu gerçekten.En son olarakta Hızırşah köyüne gittik burasıda çok güzel bir köy.Özetle merkeze yakın olması ve düz olması sebebiyle Reşadiye , Hızırşah , Kızlan en uygun köyler bizim için , bakalım kısmetimizde neler var , gelecek günlerde göreceğiz ….


ARALIK 2013 MERSİN
Bir geceliğine olan bu Mersin seyahatim bin geceye bedeldi J.Bir kere yola çıkmadan bir gece önce neredeyse hiç uyuyamadım heyecandan J Tıpkı çocukluğumdaki gibi hani yarın çok önemli bir şey olacaktır yüreğin hep atar ve saatlerde bir türlü ilerlemez bir türlü yarın olmaz ya aynen öyle heyecan sarmıştı yüreğimi ,
Sabahı zor ettim , havaalanında Dezole ile buluştuk , çoook uzun yıllardır başbaşa bir gecelik bir tatil hayal ederdik , bööle uzun uzun laflayıp , gülüp eğlenecek , anlatacak , paylaşacak o kadar çok şey vardı ki , tıpkı okul yıllarımızdaki gibi , o güzelliğe o kadar özlem duyuyordum ki , sanki genç bir ruh sardı beni .
Havaalanında buluşmamız an itibari ile çeneler çalışmaya başladı tam tamına 36 saat ve bitmedi arkadaş bitmedi.Üniversitede iken biz yine böyleydik hatta otobüs durağında birgün bir adam bize seslenerek yerde bir çene var sizin olabilir mi demişti J aynı durum 24 sene üzerine kesintisiz devam edebiliyor ne hoşş değil mi ?
Mersin seyahatimizin amacı ; 24 sene önce mezuniyet ile hepimiz bir yerlere bir yollara dağılmıştık , bunlardan biride Bilgi arkadaşımız , yoluna Mersinde devam etmeye karar vermişti , ve bunca sene sonra tekrar hayatını sıfırlayıp yepyeni bir sayfa açmaya karar vermiş , bizde eski dostlar olarak onun bu başlangıçtaki ofis açma adımında yanında olmak istedik .
20 aralık Cuma sabahı uçak ile gittik , akşam açılış kokteyli ve yemek , sabaha kadar sohbet , ertesi gün akşam uçak saatine kadar sohbet ve geri dönüş ile geçti , tadından yenmez özlem dolu dostluk dolu samimiyet dolu üzüntü ve neşe dolu hoşşş bir yolculuktu.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikiş Makinamın Çözülmüş Sırları :)

Çaydanlık Örtüsü

KISIR ve MERCİMEK KÖFTESİ